24 Şubat 2013 Pazar

Faşizmin “zaman ayarlı” operasyonları / Nihat Behram


24 Şubat 2013, 11:54
Faşizmin “zaman ayarlı” operasyonları
Operasyon operasyona ekleniyor. Zemberek, yelkovan, akrep uyumu tıkır tıkır. Her şey önceden programlanmış, hesaplı, ölçülü, biçili. Aynı anda onlarca kentte, yüzlerce adrese birden. Son 5 yıldır bu böyle. Hız kesmeden. Bu ülkede hiçbir dönem, bunca uzun süre, ardı ardına bunca yoğun operasyon görülmedi. Hem de, Şam’dan Bağdat’a uluslararası boyutuyla.

Operasyonların hedefleri farklı da olsa, yöntem aynı. Biri, “örtü” niteliğinde medyatik, diğerleri ise, önceden belirlenmiş hedeflere “örtü altı” darbe! İşte, geçtiğimiz hafta Silivri’de sanık yakınlarına, Sinop’ta HDK heyetine, Samsun’da TKP’ye yönelik organize saldırılar ve aynı günün gecesinde ise kamuoyuna “DHKP-C ye yönelik” diye sunulan KESK’e, ÇHD ve HHB avukatlarına yönelik operasyonlar. Yüzlerce gözaltı, basılan ev, işyeri, dernek. Sıraya koydular. Yargıdan, kültür kurumlarına, demokratik kitle örgütlerinden, devrimci hareketlere, eğitim kurumlarından, sendikalara dek yıldırma, toplumu teslim alma taarruzu sürdürüyorlar. Operasyon operasyonu izliyor. Ergenekon, Balyoz falan diye başladıkları dönemde “Devrimci Karargâh”la nabız yokladıkları sol güçlere geldi sıra. Dört yıl önce her şeyin altında “Ergenekon” ve “Darbe” vardı, şimdi DHKP-C var!  ÇHD, HHB, Grup Yorum, İstanbul Barosu ve en son KESK’e karşı düzenlenen operasyonların bir sonraki ayağında TKP, Halkevleri, ÖDP olacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok. İşaretleri  yeterince var. Yurtsever, devrimci, demokrat ve emekçi halka yandaş olan bütün muhalif güçler, ABD savaş taşeronu faşizmin hedefinde.

Yöntem aynı: Yalan, iftira, düzmece belge, gizli tanık, polis raporu, telefon dinleme, gizli kamera, kuvvetli şüphe, kitap, afiş, polis yapımı CD, çelik kapılı karargâhlar, kozmik oda, suikast krokileri, say ki say. 10 yıldır artık ezberlenmiş “suç kanıtları”! Fotoğraftan şarkı sözüne, her şey delil olma niteliği taşıyor. Savcının “suçlu” olduklarına “tahmin” ile karar vermesi  davaya dahil edilip mahkûm olmaya zaten yetiyor! Zindanlar, “tahminen suçlu”yla dolu! Diyelim ki, Grup Yorum’un konserine katılmışsın, o gün bir arkadaşın sana telefon edip ‘Nasıldı?” diye sormuş, sen de “Bomba gibiydi!” demişsin. Soran da yandı, sen de! Derdini anlatana dek 5 yıl geçer. 23 yıl ceza yersin, yattığın 5  yıl düşülür, 18 yıl daha yatman gerekir!  “Adalet sonunda tecelli eder!” diyorlar ya, o “umudu” da, “Eder ama bu yargıyla değil!” diye düzeltmek gerekli. “İleri Demokrasi”de böyle. “Yeni anayasa” ile daha beter olacak!

Acı olansa, halk güçlerine yönelik bu saldırılara örttükleri örtünün gördüğü itibar! Önceki operasyonların örtüsü, “vesayeti kırma, darbecilik ve 12 Eylül ile hesaplaşma, demokratik açılımlar” tezgâhında dokunmuştu. Yandaş yalaka medya ve soldan devşirme liberaller, tezgâhlarda haldır haldır  çalıştılar. Dinci faşizmin kurumlaşmasında AKP’ye hizmet verdiler. Yeni dönemin örtüsü için, “Barış’a uzatılan el, analar ağlamasın” tezgâhı kuruldu. AKP her istediğini yapacak, ama sen susacaksın! Her yanlış hareket, “tarihi olarak yakalanmış barış fırsatını” kaçırmaya hizmet eder! AKP faşizminin KESK’ten HHB’ye, DİSK’ten ÇHD’ye yönelik saldırılarına, emekçilere yönelik oyunlara karşı çıkmayacaksın! Patriotlara, savaş taşeronluğuna, ülkenin kültür ve doğa dokusuna yönelik yıkıma ses çıkarmayacaksın. Ötesi: “barış” sözüne inanıp AKP diktasına destek olacaksın. Örtü bu! Sarınırsanız! Liberallerin döndürdüğü plakta şimdi bu “şarkı” var! Dinlerseniz! Servis edilen “tatlı” bu! Yerseniz!

Unutulmasın ki, tarih yanılgıya ağır bedel ödetir. Faşizmin, gerçeği gizleyen kara örtüsü onu sarınan herkesi boğar. Buna, “demokrasi, halkların kardeşliği, özgürlük, barış” duygularıyla o örtüyü sarınma yanlışına düşenler de dahil. Tutunduğu dalı kesme anlamındadır. AKP’nin  operasyonları “zaman ayarlı” halk düşmanlığıdır. “Tek şef”lik yolundaki karanlık oyununu şimdi de “silahlar sussun” örtüsü altında oynuyor! Oyunu bozacak olansa halk güçlerinin birlikte, omuz omuza, antifaşist kükreyişidir.


Dörtlük

Coştukça yatağında selleşen nehirlere bak
Yağmur ve rüzgâr o büyük aşkın yamçısıdır
Dalgalan ey halk, kendine nehirleri örnek al
Emeğin uğrunda kavga onurun kamçısıdır


Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.